HENRY MARKARİAN - HENRY MARC ARYAN

 CERTAİMENT MARC ARYAN


"Hayatın kuralı bu ne kadar uzağa gidersen git, başladığın yere dönersin sonunda."



İşte size gerçek bir hikayeden Anadolu bozkırından, Paris caddelerine uzanan gerçek bir hikayeden bahsedeceğim. Bugün Budgiesnews okurlarının merakını cezbedecek bu adam Henry Markarian ya da Henry Marc Aryan. Türkiye topraklarında doğan bu hikaye yine bu topraklarına dökülecek ve kader Henry için ağlarını bir kez daha örecek.

Henry'nin büyük dedesi Malatya Ermenilerinden bir adammış. Dönemin şartları gereği aile Anadoludan göç etmek zorunda kalmış ve Lübanan'a yerleşmişler. Daha sonra aile fertleri Lübnan'da da çok kalmayarak oradan da Fransa'ya geçmişler.  Henry aile için bu son durakta Fransa'da dünyaya gelmiş. Aile Fransa şartlarında ortalama diyebileceğimiz bir noktadayken aileye katılan katılan 7 çocukla beraber aile biraz da olsa güçlük çekmiş.

Henry ailenin 3. çocuğuymuş ve küçük yaştan itibaren sanata ve özellikle müziğe olan ilgisi dikkat çekiyormuş. Henry ilerleyen yıllarda müzik ilgisinin yanına şiiri de ekleyince ileride yapacağı muhteşem şarkıları farkında olmadan bestelemeye başlamıştı bile. Yetişkin bir delikanlı olduğunda her ne kadar babasının yanında çalışsa da müziğin ve sanatın merkezine Paris'e gitmek istiyordu. Ve Paris'te bu genç yeteneği kaçırmak istemiyordu.

Paris'e geldiği ilk yıllarda ailesinin desteğiyle bir plakçı açarak müzik kariyerine ilk adımını atmış oluyor.  Açtığı plakçı da her ne kadar kendini müziğin merkezindeymiş gibi hissettirse de bu ona yetmeyecekti.  Henry iyiden iyiye bestelerini düzenlemeye başlayacak ve plak şirketlerinin kapılarını aşındıracaktı. Fakat ne yazık ki kariyerinin başında ki bu genç adama plak şirketleri "certainement non"  diyerek geri çeviriyordu.

Kendini keşfetmiş büyük bir sanatçı elbette ki bundan yılacak değildi. Henry hemen "Markai" adında  bir plak ve dağıtım şirketi kuruyor ve ilk plağını burada çıkarıyor. Ne yazık ki bu ilk plak deneyimi de Henry için  başarısız sonuçlanıyor. Ve Henry çok fazla beklemeden tekrar çalışmalarına başlıyor. Çünkü Henry de biliyor ki merdivenleri çıkmak o kadar da kolay değil. Bu arada "Markai" adını verdiği şirketini "Malatya" ile değiştirerek geldiği topraklara şimdiden bir selam çakıyor. 

 Bu şirkette ilk izlediği yolu değiştirerek çeşitli sanatçıları plak şirketine davet ediyor ve " Marc Aryan With The Europe Boys And The Aryanes"  isimli bir plak çıkarıyor ve bu ona çıkış yaptıracak ilk albüm özelliğini de taşıyor.  Bu plağın ardından Brüksel'den teklif alan Henry müzik çalışmalarına devam etmek için Fransa'dan ayrılıyor. 


Belçika'da farklı bir çıkış yapmak için Markarian olan ismine ufak bir dokunuşla  Marc Aryan yaparak müzik piyasalarına bu şekilde giriyor. Burada kısa sürede müzik listelerinde yukarıya tırmanması onu bir anda plakları yok satan bir yıldız haline getiriyor. 

Avrupa'yı kasıp kavuran bu taze yıldız farklı yerler de verdiği konserlere bir yenisine de köklerinin uzandığı toprakları eklemek istiyor. Fakat bunu diğer konserlerinden daha farklı yapmak Türkçe öğrenip Türkçe şarkı söylemek istiyor.  Burada konserler verdiği dönemlerde Fecri Ebcioğlu ile tanışa Marc Aryan onun Fransız bestelerine yazdığı Türkçe sözleri seslendirerek burada da plaklar çıkarıyor ve burada doğan hikâyesini kendini tamamlıyor.

Henry'nin yaptığı bu konserlerin halk içinde çok büyük karşılık bulması Avrupa'da ki bir çok sanatçı içinde burayı cazip hali getiriyor ve dönemin önemli sanatçıları Dario Moreno gibi isimler Türkiye'ye gelerek konserler veriyor.  Gelen birçok sanatçının Henry gibi Türkçe şarkılar seslendirmesi de Türkçenin dünya çağında bilinirliğine çok büyük katkılar sağlıyor. 

İşte size bu topraklardan belki boynu bükük giden bir adamın bir gün tekrar dönüşünü, bestelediği en güzel şarkılarını köklerinin uzandığı bu topraklara taşımasını anlattım. 

Teşekkürler Henry bizi unutmadığın için. 

 





 


 

    

 

 


 

Yorumlar